İnsülin Direnci
İnsülin direnci, insan vücudunun birtakım nedenlerden dolayı, kaslarında, yağ dokusunda ve karaciğerinde bulunan hücrelerin insüline doğru şekilde tepki veremediği ve bu nedenle enerji için kandaki glikozu kullanamadığı durum olarak tanımlanır.
Pankreastan salgılanan şeker metabolizmasını düzenleyen insülin hormonu, bu düzenlemeyi yaparken ‘’İnsülin Reseptörü’’ adı verilen bir yapıya bağlanarak aktive olur. Çeşitli nedenler insülin bağlanmasına izin vermeyince, kanda yeterince olmasına rağmen insülin görev yapamıyormuş izlemini verir.
Normal şartlar altında vücut şekeri 1ünite insülin ile kontrol edilirken, insülin direnci olan kişilerde vücut 2-3 ünite insülin salgılamak zorunda kalır.
İnsülin direnci artarsa, insülin miktarı artar, bu da vücutta gereğinde fazla insülin salgılanması anlamını taşır.
İnsülin Direnci Belirtileri:
- Kilo verememe şikâyetleri,
- Bel çevresinin genişlemesi (erkeklerde 95 cm. kadınlarda 80cm.),
- Tatlıya düşkünlük, yüksek karbonhidratlı yemek yeme isteği,
- Karbonhidrat ağırlıklı yemekler sonrası ağırlık hissi, uyku hali, el titremesi, terleme oluşması,
- Yorgunluk hissi,
- Karaciğerde yağlanma,
- Ciltte lekelenmeler (Akantozis nigrikans denilen koyu kadifemsi cilt lekeleri),
- Tansiyon değeri 130/80 üzeri,
- Açlık trigliserit seviyesi 150mg/dL’nin üzerinde olması.
İnsülin direnci belirtilerinin fark edilmesi ile mutlaka bir endekrinoloji veya dâhiliye uzmanına danışılarak gerekli tetkikler yapılmalı ve tedaviye başlanılmalıdır.
İnsülin tedavisine ilk adım kişinin yaşam tarzı değişiklikleri ile atılır. Kişinin yaşına, cinsiyetine, yaşam tarzına bağlı olarak düzenli beslenme alışkanlığı sağlanır. Düzenli egzersiz programları uygulanır. Kan şekerini kontrol altında tutacak ilaç kullanımına başlanır. Kan testleri yapılır.
Şeker hastalığı riski taşıyan kişilerde, insülin direnci tespit edilerek zamanında tedavi edilmesi sonucu hastalık başlamadan önlenmiş olur.